Gıda Güvenliği mi, Açgözlülük mü?
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda güvenliğini sağlamak için önemli adımlar atıyor. Bakan İbrahim Yumaklı’nın, “Gıda güvenliği kırmızı çizgimiz” diyerek duyurduğu yeni sistem, tüketicilere hileli ürünleri anlık olarak öğrenme imkânı sunuyor. Ancak burada asıl soru şu: Denetimler yeterli olacak mı?

Haber/ Yorum: Sercan Çetin- Tarihten bu yana insanoğlu daha fazla kazanmak, daha fazla tüketmek ve daha fazla sahip olmak için uğraşıyor. Bu hırsın, doğaya ve topluma verdiği zarar saymakla bitmez. Bugünlerde ise bu açgözlülüğün en tehlikeli yansımalarından biri gıda sektöründe karşımıza çıkıyor: taklit ve tağşiş.
Gıdaya yapılan hileler artık öyle boyutlara ulaştı ki, tüketici ne yediğini bilmiyor. Bal diye aldığı ürün mısır şurubuyla doldurulmuş, kırmızı et diye sofraya koyduğu şey aslında sakatat karışımı. Biber dediği baharatın içinde boya var. Liste uzayıp gidiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda güvenliğini sağlamak için önemli adımlar atıyor. Bakan İbrahim Yumaklı’nın, “Gıda güvenliği kırmızı çizgimiz” diyerek duyurduğu yeni sistem, tüketicilere hileli ürünleri anlık olarak öğrenme imkânı sunuyor. Ancak burada asıl soru şu: Denetimler yeterli olacak mı?
Sorunun kaynağı aslında belli: Daha fazla kâr etmek isteyen işletmelerin vicdanını tamamen bir kenara bırakması. Peki, bu firmalar birkaç kuruş daha fazla kazanmak için halk sağlığını riske atarken, cezalar yeterince caydırıcı mı? 2024 itibarıyla 10 milyon TL’ye kadar çıkan para cezaları ve faaliyetten men cezaları kağıt üzerinde etkili görünüyor. Ancak sahtekârlar, cezayı göze alıp hilelerine devam edecek mi?
Gıda güvenliği sadece bir bakanlığın sorumluluğunda olmamalı. Bu mesele, tüketiciden üreticiye, denetim mekanizmalarından hukuk sistemine kadar geniş bir çerçevede ele alınmalı. Aksi takdirde, hepimiz ne yediğimizi bilmeden yaşamaya devam edeceğiz. Ve belki de bir gün, elimizde ne sağlıklı gıda ne de bu hatayı düzeltmeye yetecek bir zaman kalacak.
YORUMLAR