Meraya Dayalı Keçicilik
Mehmet Tülüce adlı bir vatandaşın sosyal medyada paylaştığı doğal tarım ve hayvancılığa yönelik öneriler, büyük ilgi topladı. Kendisinin 8 yıllık tecrübesiyle ortaya koyduğu tavsiyeler, özellikle meraya dayalı süt keçiciliği yapmak isteyenler için önemli bir rehber niteliğinde.

Haber/ Yorum: Sercan Çetin- Son yıllarda küçük ölçekli tarım ve hayvancılığa olan ilgi giderek artıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, doğal ve sürdürülebilir üretimin bireysel ve toplumsal refah üzerindeki olumlu etkileri. Bu bağlamda, Mehmet Tülüce adlı bir vatandaşın sosyal medyada paylaştığı doğal tarım ve hayvancılığa yönelik öneriler, büyük ilgi topladı. Kendisinin 8 yıllık tecrübesiyle ortaya koyduğu tavsiyeler, özellikle meraya dayalı süt keçiciliği yapmak isteyenler için önemli bir rehber niteliğinde.
Tülüce’nin vurguladığı en önemli noktalardan biri, keçi sayısının kontrol altında tutulması gerektiği. Ailenin bakabileceği ve sağabileceği kadar hayvana sahip olmanın, işin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor. Önerisine göre, bir aile için ideal sağmal keçi sayısı 40-50 arasında olmalı ve dışarıdan çoban tutulmamalı.
Bunun yanı sıra, iklim ve coğrafi koşullara uygun süt keçisi seçmenin hayati önemde olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, sıcak bölgeler için Halep keçisi, Marmara Bölgesi için Saanen, Trakya için ise Maltız cinsi keçilerin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Keçicilik yapacak bölgede yeterli orman alanı ve mera bulunmasının şart olduğunu da özellikle vurguluyor.
Ancak, keçiciliğin zorluklarına da dikkat çeken Tülüce, 365 gün boyunca dağ bayır dolaşmanın yıpratıcı olacağını ve sosyal yaşamdan uzaklaşmaya neden olabileceğini söylüyor. Bu nedenle, haftada birkaç gün otlatma yapılabilecek, etrafı çitlerle çevrili otlakiye alanları oluşturmanın büyük kolaylık sağlayacağını belirtiyor. Dönüşümlü otlatmanın yapılması gerektiğini belirten Tülüce, 50 keçi için 5 dekar otlakiyenin yeterli olduğunu ifade ediyor.
Hayvancılıkta en büyük sıkıntılardan biri olan pazarlama konusuna da değinen Mehmet Tülüce, mandıralara ve dondurmacılara güvenerek bu işe girmenin yanlış olacağını söylüyor. Çünkü sanayiciler genellikle üreticiden sütü ucuza alırken, kârı kendilerine bırakıyorlar. Bunun yerine üreticinin kendi peynirini yaparak doğrudan tüketiciye ulaşmasının en doğru yöntem olduğunu belirtiyor.
Tülüce’nin sosyal medya kullanımına yönelik tavsiyeleri de dikkat çekici. Doğrudan tüketiciyle buluşmak için sosyal medyanın etkin kullanılması gerektiğini söylerken, gereksiz polemiklerden ve faydasız tartışmalardan uzak durulması gerektiğini vurguluyor.
Mehmet Tülüce’nin önerileri, meraya dayalı keçicilik yapmak isteyenler için önemli dersler içeriyor. Bu model, kırsal kalkınmayı destekleyebilir ve ailelerin ekonomik bağımsızlığını artırabilir. Ancak, doğru planlama, bilinçli hayvan seçimi ve pazarlama stratejileriyle desteklenmesi şart. Küçük ölçekli hayvancılığın ve tarımın sürdürülebilirliği için bu tür tecrübeler, geleceğe umut ışığı olabilir.
YORUMLAR