Sessizlik felaketi büyütür

Bulutlar İnşaat’ın Mehlika Kobal Siteleri’nde yaşanan sorunları çözmeden yeni bir projeye başlaması, hem etik hem de yasal açıdan eleştiri topluyor. İlgili makamların bu durumu detaylı şekilde incelemesi ve şeffaf bir süreç yürütmesi, sektördeki güvenin yeniden tesis edilmesi adına kritik bir önem taşıyor.

Sessizlik felaketi büyütür
Editör: Şehri Söz
01 Aralık 2024 - 20:27

Haber/ Yorum- Sercan Çetin- İnşaat sektörü, toplumların yaşam standartlarını doğrudan etkileyen stratejik bir alan. Ancak, bu sektörde yaşanan sorunlar bireysel mağduriyetleri aşarak, toplumsal güven krizine dönüşebiliyor. Bulutlar İnşaat etrafında gelişen olaylar tam da bu noktada karşımıza çıkıyor. Teslim edilmeyen daireler, doğalgazsız evler, hatta intihar girişimi iddiaları… Bu sessizlik, bir inşaat firmasının sorumluluğunun çok ötesinde, toplumun vicdanını kanatıyor.

 

Mehlika Kobal’da Kırılan Güven

 

Dadaşkent Mehlika Kobal Siteleri’nde oturan vatandaşların haklı çığlıkları artık herkesin malumu. Teslim edilmeyen evler ve çözülemeyen altyapı sorunları, Erzurum gibi sert kışların yaşandığı bir şehirde kabul edilemez bir ihmalkarlık örneği. İnsanların ödediği paraların karşılığını alamaması, üstelik aynı dairenin birden fazla kişiye satıldığı iddialarının dillendirilmesi, sadece firma değil, tüm sektör için bir utanç vesikasıdır.

 

Yenişehir’de Eski Korkular

 

Yenişehir’de başlayan yeni inşaat projeleri, dönüşüm umudundan çok korku yaratıyor. Mehlika Kobal’daki mağduriyetler ortadayken, bu firmaya yeniden inşaat izni verilmesi, denetim süreçlerinin ne kadar etkin olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Mağduriyet iddiaları çözülmeden, bir firmanın başka projelere yönelmesi etik açıdan ne kadar doğru? Bu sorunun cevabı, sessizliğin arkasına saklanmakla değil, hesap verebilirlikle verilir.

 

Bir İnsanlık Dramı mı?

 

Bugün kulağıma gelen bir söylenti, işin vehametini daha da artırdı. Yenişehir’de bir vatandaşın yaşadığı sorunlar nedeniyle intihara kalkıştığı iddiası, durumun artık bir ekonomik veya hukuki mesele olmaktan çıktığını gösteriyor. İnsanlar yalnız bırakılmış hissediyor. Sorunlarının muhatabı olan kişilerden veya kurumlardan ses çıkmadıkça, bu çaresizlik daha büyük felaketlere yol açabilir.

 

Firmanın Sorumluluğu ve İletişim Eksikliği

 

Eğer iddialar gerçeği yansıtmıyorsa, İbrahim Bulut ve şirket yetkilileri neden sessiz? Doğruysa, bu sessizlik zaten en büyük suçtur. Kamuoyu karşısına çıkıp açıklama yapmak, sektörün itibarını kurtarmak ve mağduriyetleri çözmek, bir şirketin değil, her şeyden önce bir insanın sorumluluğudur. Şeffaflık, güveni yeniden inşa etmenin ilk adımıdır. Ancak ne yazık ki, ne firmadan bir açıklama var ne de muhataplara ulaşılabiliyor. Herkesin sus pus olduğu bu tablo, güven kaybını daha da büyütüyor.

 

Sektöre Zarar Veren Sessizlik

 

Bugün Bulutlar İnşaat’ın yarattığı kriz, yalnızca bu firma ile sınırlı kalmayabilir. Tüm inşaat sektörü, bu tür olaylarla güven kaybediyor. İnsanlar, emeklerinin karşılığını almak için dava açmak yerine, firmaların etik değerlerine güvenmek istiyor. Ancak bu tür ihmaller ve iletişimsizlikler, yalnızca mağdurları değil, sektördeki diğer firmaları ve yatırımcıları da zor durumda bırakıyor.Eğer Bulutlar İnşaat iddiaları reddediyorsa, bunun açıklamasını yapmalıdır. Eğer bu iddialar doğruysa, derhal mağduriyetleri gidermek için harekete geçmelidir. Sessizlik, felaketi büyütür; bir firmayı değil, bir sektörü batırır. Umarız, suskunluk yerini sorumluluğa bırakır ve mağdurların sesi duyulur. Çünkü inşaat yalnızca beton dökmek değil, hayat inşa etmektir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum