Bakan Tekin Mesleki eğitimde yapılan dönüşüm sürecini anlattı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Erzurum'da Basın mensuplarıyla bir araya geldi. Erzurum Öğretmen Evi'nde düzenlenen programda Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Tekin, eğitim alanında önemli açıklamalarda bulundu.
Erzurum Öğretmen Evi'nde düzenlenen programda Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Tekin eğitim alanında önemli açıklamalarda bulundu.
Gazeteci Sercan Çetin'in ''Türkiye’nin mesleki eğitimini nereden nereye taşımayı hedefliyorsunuz? '' sorusuna da yanıt veren Bakan Tekin, AK Parti hükümetlerinin göreve geldiğinden beri mesleki eğitimi güçlendirme çalışması içerisinde olduğunu söyledi.
Mesleki eğitimde yapılan dönüşüm sürecine dikkat çeken Bakan Tekin'in açıklamaları şöyle: ''AK Parti hükümetleri göreve geldiğinden beri mesleki eğitimi güçlendirme çalışması içerisindeydi. Meslek eğitimle ilgili olarak aslında bizim yaşadığımız temel sıkıntının kaynağı 28 Şubat süreci. Malum 28 Şubat süreci oluncaya kadar imam hatip liselerinin doğal şehrin, toplam ortaöğretim içerisindeki öğrenci oranı yüzde on iki. Yaklaşık yüzde kırk üç, yüzde kırk dört bandında meslek liseleri var. Gerisi de genel ortaöğretim dediğimiz fen lisesi, anadolu lisesi ve benzeri yerlerde.
Fakat 28 Şubat'tan sonra imam hatipler neredeyse kapanma noktasına geldi. Meslek liseleri de öğrenci sayıları yüzde yirminin altına düştü. Yüzde yirminin altına düşmesi bir şey değil. İmaj olarak da insanlar çocuklarını meslek liselerine göndermemeye başladı. Şimdi eğer 28 Şubat sürecinin toplumda yarattığı tahribatı ortadan kaldırmak, kaldırmaya çalışıyorsak, söylüyorsak bu insanların özgürce çocuklarını, meslek lisesine ya da imam hatibe gönderebilmelerini, gönderdiklerinde başlarına herhangi bir iş gelmeyeceklerini, çocuklarının bir de katsayı engeliyle karşı karşıya gelmemesini garanti altını altına almak lazım.
Kat sayı problemi ortadan kaldırıldı
Bence AK Parti'nin iktidarı boyunca yaptığı en önemli işlerden bir tanesi katsayı ile ilgili problemleri ortadan kaldırmış olması. Şimdi şöyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık 28 Şubat ile kimse çocuğunu göndermiyor meslek liselerine. Biz bakanlık olarak bir şeyler yapacağız ama aradan geçen yaklaşık 15 yıllık periyot içerisinde meslek liselerimiz kullanılamaz hale gelmiş. Meslek liselerimizde öğretmen kalmamış. Dersi olmayan kişiler emekli olmuş. Branş değişikliğine gitmiş vesaire. Kalan öğretmenlerimiz öğrenci olmadığı için derse giremediği için, sektörden sahadan kopmuş Böyle bir tablo var. Ne yapacağız peki? Böyle olunca bizim müfredatımız yani meslek lisesiyle ilgili müfredatımız da sahadan kopuk. Diyelim ki mobilya üreticisiyim, bizim eski adıyla mobilya bölümlerimizde ara eleman yetişiyor. Oradan ara eleman temin ediyorduk. Şimdi bizim sektörümüzde kullandığımız makinalar araçlar değişmiş. Teknoloji değişmiş. Bizim bilim programımız değişmemiş. Bizim makinemiz değişmemiş. Bizim öğretmenlerimiz orayı bilmiyor. Şimdi burada böyle bir kakafoni vardı tabiri caizse.
Proje Okulu
2014’te bu biraz önce bahsettiğim dershane kanunu içerisinde bir tane tek bir kelime koyduk. Proje okulu diye bir kavram. Proje okulla ne yaptık? Dedik ki biz bu meslek liselerini de organize etmek istiyoruz. Bunu yaparken de bu aradan geçen zamanda eğitim sistemimizde ve okullarımızda ortaya çıkan hasarın ve depoların ortadan kaldırılması için bu meslek liselerimizin yeniden organize edilmesi sürecinde ilgili sektörü devreye sokalım dedik.
Ne yaptık mesela? Ayakkabıcılarla oturduk. Ayakkabıcılık lisesi açtık. Tıbbi cihaz üreten kişilerle oturduk. Tıbbi cihaz üretimi lisesi açtık. Meslek lisesi adı altında. Erzurum'da da o zaman o benim müsteşarlığım döneminde. Buraya raylı sistemle de ilgili bir lise. Çünkü bu hızlı tren güzergahı üzerinde çok istihdam imkanı olacağını düşündüm.
Bu söylediğim şeyler çok basit gelebilir. Şöyle bir şey var: Şimdi diyelim ayakkabıcılık lisesi yapıyoruz. Şimdi biz ne yaptık? Ayakkabıcılık lisesinin programını yani müfredatını oluştururken dedik ki bu ayakkabıcılık lisesinin müfredatının yüzde altmışı akademik dersler yüzde kırka ayakkabıcılık dersi. Bu yüzde altmışın müfredatını biz yazalım bakanlık olarak. Yüzde kırkı da biz anlamayız. Aradan on beş yıl geçmiş. Bizim okullarımızda bu sektörü takip etmemiş kimse öğretmenlerimiz ayrılmış, öğretmenlerimiz sahadan uzak kalmış vesaire. Tuttuk ilgili oda temsilcilerini, sektör temsilcilerini davet ettik. Bu okulun Programını yazdırdık. Yüzde kırklık kısmının. Yani meslek dersleriyle ilgili kısmını programa yazdırdık.
Yetmedi başka bir şey daha yaptık: Sektör diyor ki ‘programda yazdık ama bu programı seninle öğretmen uygulayacak. Senin öğretmenin bizim fabrikaya gelip hayatında görmemiş tezgahları. Bunlardan haberi yok. Nasıl öğretecek?’ Tamam. Peki ne yapmak lazım? O zaman bir karar daha aldık. Dedik ki bu okullarda ders verme konusunda 657’ye tabi devlet memurları kanununa tabi öğretmenler değil ayakkabıcılar odasının uygun bulduğu bir makineci de gelsin ders verebilsin, bunu yaptık. Bu proje okul formatı içerisinden bir sürü lise açtık. Tekstil lisesinden tutun, işte öbür tarafta futbol lisesi, basketbol lisesi ve benzer liseler. Hepsine aynı mantıkla. Sonra bir sene daha geçti aradan. Gene istediğimiz gibi ilerlemiyor tek tek oturduk. Niye olmuyor bu iş? Ne sıkıntı var? Dediler ki ‘Ya bu çocuklar orada teorik eğitim alıyor, pratik eğitim almıyorlar. Staj yapmaları lazım.’
Dedik: ‘E yapsınlar gelsin sizin fabrikanızdan.’
Dediler: ‘İyi de bu çocuğa işte en azından iki öğün yemek vermemiz gerekiyor. Harçlık vermemiz lazım. Biz veremeyiz.’
Ee çocuk mesleki eğitim yapsın niye yetiştiriyorsun? İşbaşı eğitimi almazsa olur mu? Olmaz. E para ver, vermeyiz. Yani o zaman bununla kavga verdik, çok büyük kavgalardı o zamanlar. Şimdi çok rutin şeyler bunlar. Öğrencimin iş yerine staja gittiği zaman asgari ücretin yüzde otuzu eğitim durumuna göre yüzde otuzu ya da yüzde ellisi kadar çocuğun cebine harçlık koyma uygulaması başlattık. Hem de harçlığını da biz veriyoruz çocuğun. Şu an devam ediyor bu. Yüzde otuz ve yüzde elli.''
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: