Anahtar Parti Erzurum İl Başkanı Yücel Ahmet İşleyen, kamuoyunda tartışmalara neden olan ve geçtiğimiz günlerde TBMM’de yasalaşarak yürürlüğe giren İklim Kanunu hakkında açıklamalarda bulundu. İşleyen, kanunun halktan kopuk, denetim ve yönlendirme mekanizmalarını güçlendiren bir yapıya sahip olduğunu öne sürdü.
“Yerli ve milli demekle yerli ve milli olunmaz. Bu yasa ne halktan doğmuştur ne de halkın lehinedir.”
diyen İşleyen, kanunun temel insan hakları, tarımda üretici hakkı ve sanayide ekonomik sürdürülebilirlik açısından ciddi riskler taşıdığını ifade etti.
“Yasa, özgürlük alanlarını daraltıyor”
Başkan İşleyen, karbon ayak izine dair izleme ve azaltım yükümlülüklerinin yalnızca üreticileri değil, tüm toplumu etkilediğini ve tüketim ile ulaşım tercihleri üzerinde baskı oluşturabileceğini söyledi. “Karbon ayak iziyle insanların özgürlükleri kısıtlanmayacak” söylemlerine rağmen, sistemin bireysel cezalara ve sınırlamalara kapı araladığını dile getirdi.
Tarım ve hayvancılığa gizli yaptırım mı geliyor?
İklim uyumlu tarım normları ve finansman kriterleriyle küçük üreticilerin sistem dışına itileceğini belirten İşleyen, “Verimli arazilerin karbon yutak alanı ilan edilmesi, üretici mülkiyetini ve yerel kontrolü zayıflatacaktır” dedi.
Ayrıca metan salımı nedeniyle hayvancılığın hedef alındığını ve bu durumun yapay proteinlere geçişi hızlandırabileceğini ifade etti.
“Paris Anlaşması kırsalı piyasalara açıyor”
İşleyen, Türkiye’nin imza attığı Paris İklim Anlaşması’nın kırsal alanları karbon ticareti üzerinden finansal piyasalara açtığını iddia ederek, üreticinin tasarruf hakkının zedelendiğini savundu.
“Çiftçi istediği ürünü ekebilecek deniyor ama destekler sadece belirli ürünlere verilecekse bu, yönlendirmedir” dedi.
“Enerjide dışa bağımlılık artar”
Fosil kaynaklara yönelik finansal erişimin sınırlandırıldığını belirten İşleyen, yerli enerji politikalarının bu yolla sürdürülemez hale geldiğini ve dışa bağımlılığın artabileceğini söyledi.
Ayrıca “iklim değişikliğini inkâr eden cezalandırılmayacak” söyleminin gerçeği yansıtmadığını, alternatif görüşlerin “yanıltıcı bilgi yaymak” olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.
“Yüzeysel açıklamalarla halk oyalanıyor”
İşleyen, kamuoyunun endişelerine teknik ve yüzeysel yanıtlarla geçiştirme yapıldığını belirterek; “İklim Kanunu’nun vatandaşın özgürlüğü, üreticinin toprağı ve yerli sanayi üzerindeki etkileri konusunda şeffaf bir bilgilendirme yapılmalı, itirazlarımıza detaylı ve bağlayıcı cevaplar verilmelidir.Biz çevreyi korumaktan yanayız. Ama bu yasa iklimi değil pazarı; doğayı değil dışa bağımlılığı korumaktadır. Bu yasa küresel projelerin milli irade üzerindeki vesayetinin yerlileştirilmiş halidir." İfadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: