Haber/ Yorum- Sercan Çetin: Tarım, sadece toprakla uğraşmak değil; aynı zamanda bilgi, teknoloji ve bilinçle geleceği inşa etmektir. Erzurum’un Aziziye ilçesinde kurulan ve bölgenin ilk ve tek tarım lisesi olan Yavuz Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu anlayışı hayata geçiren örnek kurumlardan biri haline gelmiş durumda.
Valilik, Kaymakamlık ve Erzurum Ticaret Borsası iş birliğiyle hayata geçirilen bu proje; klasik eğitim anlayışının ötesine geçerek, öğrencilerine modern seralarda ve uygulama tarlalarında birebir deneyim kazandırıyor. Yani gençler, teoriyi sadece kitaplarda değil, toprağın üzerinde öğreniyor.
Bu okul sadece bir eğitim kurumu değil; aynı zamanda bölgesel kalkınmanın bir anahtarı. Çünkü tarımda nitelikli iş gücü eksikliği, hem üretimi hem de verimliliği doğrudan etkiliyor. Oysa bu okuldan mezun olan gençler, sadece çiftçi değil; aynı zamanda tarım teknolojilerini bilen, sürdürülebilir üretimi anlayan, pazarlama bilgisine sahip donanımlı bireyler olarak hayata atılıyor.
Bugün, iklim değişikliği ve gıda güvenliği gibi küresel sorunların kapımızı çaldığı bir dönemde, bu tür eğitim modelleri hayati önem taşıyor. Erzurum gibi tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu bir şehirde, bu okul sadece gençlere değil, şehrin geleceğine de yatırım anlamı taşıyor.
Ancak şunu da unutmamak gerekiyor: Bu tür örneklerin çoğalması, yalnızca kurumsal iş birlikleriyle değil; aynı zamanda toplumun her kesiminin bu çabaya sahip çıkmasıyla mümkün. Velisinden üreticisine, basınından yerel yöneticilere kadar herkesin desteğiyle bu model sürdürülebilir hale gelebilir.
Erzurum Ticaret Borsası’ndan 80. Yıla Vizyoner Adımlar
Erzurum Ticaret Borsası (ETB) Başkanı Hakan Oral’ın göreve geldiği günden bu yana sergilediği kararlı ve vizyoner duruş, sadece Erzurum için değil, Türkiye’deki birçok ticaret borsası için de örnek teşkil ediyor. 80. kuruluş yılına hazırlanan ETB, üyelerine sunduğu 5 yıldızlı hizmet anlayışıyla akredite bir kurum olarak çıtayı her geçen gün yükseltiyor.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Erzurum ziyareti sırasında yaptığı açıklama, bu başarının Türkiye genelinde de fark edildiğini ortaya koyuyor. Hisarcıklıoğlu’nun “Başkanımız Hakan Oral kardeşimizi ve ekibini başarılı çalışmaları ve vizyon projeleri için kutluyorum” sözleri, ETB’nin istikrarlı yükselişinin en önemli göstergesi.
Özellikle Erzurum Süt Sektörü Soğuk Zincir Projesi ve coğrafi işaret çalışmaları, borsanın sadece tarımsal alanda değil, yerel değerlerin korunması ve ekonomik markalaşma sürecinde de ne denli aktif rol oynadığını ortaya koyuyor. Erzurum’un 50'nin üzerinde coğrafi işaretli ürünü bulunuyor. Bu rakamla Türkiye'de zirveye doğru emin adımlarla çıkması geçmişte atılan temellerin ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor.
Öte yandan, Başkan Hakan Oral’ın Expo ve tanıtım günleri gibi etkinliklerde bizzat yer alması, Erzurum ürünlerinin sadece raflarda değil, sofralarda da yer almasını sağlıyor. Ancak hala yapılacak çok iş var. Çünkü tanıtım günleri çoğu zaman yalnızca bal, peynir, keteyle sınırlı kalıyor. Oysa Erzurum’un gastronomi mirası, ayran aşı çorbasından Pasinler dönerine, İspir kuru fasulyesinden un helvasına kadar uzanıyor.
Sadece “Cağ kebabı” ile anılan bir şehir algısını yıkmak, işte bu noktada bir vizyon meselesi haline geliyor. Başkan Oral bu konuda öncü adımlar atıyor, ancak sivil toplum kuruluşlarından esnafa kadar herkesin elini taşın altına koyması şart. Çünkü Erzurum’un gastronomi ve tarımda hak ettiği konuma gelmesi için topyekûn bir sahiplenme gerekiyor.
Bu noktada örnek bir proje de Aziziye ilçesinde hayata geçti. Yavuz Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, modern seraları ve uygulama tarlalarıyla tarım eğitimine yeni bir soluk getiriyor. ETB’nin katkılarıyla kurulan bu okul, sadece çiftçi değil, donanımlı tarım profesyonelleri yetiştiriyor. ETB’nin attığı adımlar, Erzurum’un sadece bugünü için değil, geleceği için de umut veriyor. Coğrafi işaretli ürünlerin ekonomiye kazandırılması, gençlerin tarıma yönlendirilmesi, vizyoner fuar katılımları ve kalite odaklı hizmet anlayışı… Tüm bunlar bir kalkınma modeline dönüşüyor.
Bu eğitim modelinin, tüm Türkiye için örnek teşkil etmesi ve özellikle tarım alanındaki yatırımların artırılması gerektiğini düşünüyorum. Eğitimle desteklenen tarım sektörü, hem yerel hem de ulusal kalkınmada çok önemli bir rol oynayacak. Bu yüzden, başta yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere, tüm paydaşların bu tarz projelere sahip çıkması büyük önem taşıyor.Eğitim ve üretimin bir arada olacağı daha fazla proje, Türkiye’nin tarımsal kalkınması için umut verici bir gelişme olacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: