Yorum | Sercan Çetin: Sabah saatlerinde sosyal medyada dolaşırken karşıma çıkan bir paylaşım dikkatimi çekti. “El ele vermenin tam zamanı” mottosuyla Erzurumspor’a destek çağrısı yapılıyordu. Ülke genelinde yatırımlar yapan Erzurumlu iş insanlarına hitap eden bu çağrı, gün içinde büyük karşılık buldu. Paylaşım adeta yankılandı. Sosyal medya doldu taştı. Çünkü mesele sadece bir futbol takımı değil; mesele Erzurum’un ortak paydası, hafızası, gururu…
Ancak sadece kurumlarla, belediye destekleriyle bu iş yürümüyor. İş dünyasının da artık net bir şekilde kendi çapında da olsa katma değer sağlaması gerekiyor.
Bir kere şunu teslim etmek lazım: Erzurumspor’un onursal başkanı Mehmet Sekmen bugüne kadar elinden gelenin fazlasını yaptı. 3 yıldır başkanlık görevini yürüten Ahmet Dal da benzer bir sorumluluk çizgisinde ilerledi. “Küllerimizden Doğuyoruz” kampanyası gibi çeşitli girişimlerle kulübün ayakta kalması için çabaladı. Yani herkes elinden geleni yapıyor ama yetmiyor. Artık daha fazla katkı, daha fazla omuz vermek gerekiyor.
Buradan ben de bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Takıma destek olmak bir tercih değil, bir sorumluluk.
Sorumluluk, insan olmanın temel göstergesidir. Sadece amaçlara ulaşmak için değil, aksayanı düzeltmek için de vardır. Sorumluluk, dışsal bir güdümlülük değil; içten gelen bir üstlenmedir. İrade ister, samimiyet ister, sahiplenmek ister. Ve tam da bu nedenle, bugün Erzurumspor’a omuz veren her birey aslında şehrin geleceğine yatırım yapıyor.
Dünyada futbol artık sadece spor değil. Kulüpler, sermaye sahibi yapılar. Menkul kıymet gibi değerleniyor, para kazanıyor, sektörel ilişkiler kuruyor. Avrupa’da birçok kulüp dev şirketlerin doğrudan parçası hâline gelmiş durumda. Türkiye’de ise hâlâ kulüpler, siyasette ya da ticarette istediğini bulamamış kişilerin vitrin amacıyla kullandığı birer araç gibi görülüyor. Ama Erzurumspor bu tanıma uymuyor. Ahmet Dal, bu görevi popülist bir niyetle değil, taşı sırtlayan bir anlayışla yürütüyor.
Artık Erzurum’da bu kulübün yükünü sadece bir-iki kişinin taşıması gerçekçi değil. Bu yük, birlikte omuzlanırsa anlamlı. Erzurumlu iş insanları, markalar, şirketler, hayırseverler… El ele verip bu kulübü sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmek zorundayız.
Çünkü futbol artık sadece bir topun peşinden koşmak değil.
O, şehirlerin ortak hafızasıdır. Kültürüdür. Ekonomisidir. Prestijidir.
Ve Erzurumspor da tam olarak bu şehrin kalbidir..
Yorumlar
Kalan Karakter: