Hazırlayan: Sercan Çetin
Erzurum basınının tanınan ismi, mizah dergisi Fırfırik’in genel yayın yönetmeni Vedat Refayeli, 22 yılı aşan bu serüveni anlattı. Mizahın gücünden, eleştirinin estetiğine; Erzurum’un kültürel mirasından, basın dünyasındaki dayanışmaya kadar birçok konuyu konuştuk.
Fırfırik’in ilk sayısı ne zaman çıktı, o dönemi nasıl hatırlıyorsunuz?
Vedat Refayeli: İlk sayımız 1 Ocak 2003’te çıktı. O dönem benim için hem tatlı hem de acı günlerdi. Çünkü o yıl annemi kaybetmiştim. Bir yandan annemin acısını yaşarken, bir yandan da yıllardır hayalini kurduğum bir dergiyi çıkarmanın sevincini tattım. 2003 benim için hep bu iki duygunun birleştiği bir yıl oldu. Şimdi 404. sayımıza ulaştık. Deyim yerindeyse, 404 gibi Erzurum’a yapıştık.
"Fırfırik” ismi oldukça dikkat çekici. Neden bu isim?
Vedat Refayeli: Çünkü ben Gırgır kültürüyle büyüdüm. O dergi, mizahın ne kadar güçlü bir anlatım dili olabileceğini bize gösteren bir okul gibiydi. Hep derdim ki; bir gün benim de Gırgır gibi bir dergim olacak. Fırfırik de o hayalin ürünü aslında. Erzurum basın tarihine bir imza atalım istedim. Adı, tarzı, diliyle farklı olsun dedik.
Derginin çizgisi nasıl bir anlayışla şekillendi?
Vedat Refayeli: Biz konulara hep mühendis edasıyla yaklaştık. Kurcalamadan, sökmeden ama derinine inerek… Fırfırik sadece bir mizah dergisi değil, aynı zamanda bir kültür-sanat sergisi. Erzurum’un kültürel, sanatsal varlıklarını mizahın süzgecinden geçiriyoruz. Mizahın dili sivridir ama bizim amacımız kırmak değil, düşündürmek. Bir sayfalık karikatür bazen bir kitabın anlatamayacağı kadar güçlü bir mesaj verebiliyor..
Eleştiri çizginizi nasıl tanımlarsınız?
Vedat Refayeli: Amacımız hep eleştiriyi estetik hale getirmek oldu. İnsanları kırmadan, ama doğruları söyleyerek… Fırfırik’te hiçbir zaman saldırgan bir dil kullanmadık. Mizahın bir zarafeti olmalı dedik. Bu yüzden hem güldürürken düşündürmeyi, hem de düşündürürken saygı çerçevesini korumayı başardık.
Bu kadar uzun soluklu bir dergiyi ayakta tutmak kolay olmasa gerek…
Vedat Refayeli: Elbette kolay olmadı. Ama bizim bir avantajımız vardı; hem siyasiler hem bürokrasi bize hoşgörüyle yaklaştı. Hoşgörü yaşamda çok önemli. Biz de herkese aynı anlayışla yaklaştık. Hiç kimseyle büyük bir problem yaşamadık. Belki çok cesur değiliz ama korkak da değiliz. Çünkü “yağımız” o değil. Bizim işimiz dengeyle, mizahla, incelikle…
Mizahın gücünü nasıl tanımlarsınız?
Vedat Refayeli: Karikatür bence çok güçlü bir sanat. Dünyada ne kadar şey değişirse değişsin, bir karikatür hâlâ bir sayfada sana anlatmak istediğini doğrudan anlatabiliyor. Bir çizgi, bazen sayfalarca metinden daha etkili olabiliyor. Mizah, insanın iç sesine dokunan bir sanat türü. Bu yüzden Fırfırik’i sadece bir dergi değil, bir duygu hafızası olarak görüyorum.
Son olarak, Fırfırik’in Erzurum basınındaki yerini nasıl görüyorsunuz?
Vedat Refayeli: Bizim yaptığımız aslında bir proje. Tıpkı bir mimar gibi herkesin emeği, herkesin izi var bu yapının içinde. Bugün Fırfırik, Erzurum basın tarihinde bir dönemin tanığı oldu. Buralara gelmek kolay olmadı ama her sayfada bir emek, bir tebessüm, bir düşünce var. İşte o yüzden diyorum ki: Fırfırik, Erzurum’un mizah hafızasıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: