Haber- yorum: Sercan Çetin- Geçtiğimiz günlerde Rize’de gerçekleşen bir buluşma, Türkiye’nin turizm anlayışına örnek olacak nitelikteydi. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş öncülüğünde düzenlenen organizasyon, kamu, özel sektör ve medyayı aynı masa etrafında buluşturdu. Amaç açıktı: Rize’yi nasıl daha fazla turist çeken bir cazibe merkezi haline getirebiliriz?
Bu buluşmanın en dikkat çekici yanı ise yalnızca bir toplantıdan ibaret kalmamasıydı. Rize, vizyon koydu, iş birliği yaptı ve en önemlisi liderlik gösterdi. Ege’den davet edilen gazeteciler, sadece Karadeniz’in doğasına değil, aynı zamanda sergilenen kararlılığa ve bütüncül yaklaşıma hayran kaldı. Turizm, lafta değil, icraatta sahiplenildi.
Ancak bu örnek tabloyu İzmir’le kıyasladığımızda ortaya çıkan manzara düşündürücü. Türkiye’nin batıya açılan kapısı, tarihi ve doğal güzellikleriyle dünya markası olmaya aday İzmir, yıllardır turizmde yerinde sayıyor. Her gelen yönetici, şehrin turizm potansiyelini biraz daha geriye itiyor.
Rize örneği gösteriyor ki, doğru liderlik, işbirliği ve kararlılıkla bir şehir nasıl ayağa kaldırılır, nasıl değer üretir ve bu değeri paylaşır… İzmir de bunu yapabilir. Ancak bunun için artık “yapacağız” demek değil, “yapıyoruz” demek gerekiyor. Laf değil, icraat zamanı.
Gazeteci Yunus Karakaya’nın kaleme aldığı yazı ve aktivist yazar Harun Cici’nin Rize’ye övgü dolu sözleri, bize önemli bir şey söylüyor: Türkiye’nin geleceği, geçmişten ders alan ve birlikte hareket eden şehirlerle inşa edilecek.
İzmir’in geçmişi parlak olabilir ama geleceği için harekete geçmezse, bu potansiyel her geçen gün biraz daha küllenmeye mahkûm.
Artık bahaneler değil, çözümler konuşulmalı. Ya İzmir uyanacak ya da kendi potansiyeline sırtını dönmeye devam edecek. Seçim İzmir’in..
Turizm İçin Önce Kentli Kazanılmalı
Unutmamak gerekir ki, bir turist bir şehre sadece manzara görmeye değil, kültür tanımaya gelir. Ancak turist, kentin insanının gittiği yere gider. Eğer o kentin insanı kendi şehrinde “gidecek bir yer yok” diyorsa, turizm kalkınması sadece bir hayalden ibaret kalır. Bu nedenle sürdürülebilir turizmin ilk adımı, kentlinin kendi şehriyle bağ kurması, onun değerlerini fark etmesidir.
Rize bu konuda önemli bir adım attı. Yereldeki sahiplenme, tanıtımı anlamlı hale getirdi. Şimdi sıra Erzurum, İzmir gibi potansiyeli yüksek ancak bu potansiyeli tam kullanamayan şehirlerde. Tanıtım sadece broşürle, reklam filmiyle yapılmaz; tanıtım, yaşanmışlıkla, deneyimle ve anlatıyla olur.
Bu nedenle İzmir’in hikâyesini yeniden, taze bir bakışla yazmak; kentin değerlerini yeni nesillere ve yeni kitlelere aktarmak şart. Çünkü kentini tanıyan, kentini tanıtır. Tanıtılan kent ise gelişir, değer kazanır.
Yorumlar
Kalan Karakter: