Röportaj: Sercan Çetin
Erzurum... Sadece dağlarıyla, taşlarıyla değil, imanla, mücadeleyle, ilimle yoğrulmuş bir şehir. Anadolu’yu işgalden kurtaran iradenin filizlendiği; sahabe izlerinin toprağa karıştığı; tasavvuf, ilim ve dayanışmanın yüzyıllardır soluk aldığı bu kadim şehir, aynı zamanda tanıtım eksikliğiyle sessizliğe terk edilmiş durumda.
İşte bu sessizliği bozmak ve şehre yeniden bir ruh üflemek isteyenlerden biri, hem tarihçi-yazar kimliğiyle akademik araştırmalar yapan hem de Erzurum İbrahim Hakkı Hazretleri Sosyal Yardımlaşma Kültür ve Dayanışma Derneği (ERİHDER) başkanlığını yürüten Nuri Toparlak.
Erzurum’un manevî mirasını yaşatmaya adanmış bir isim olan Nuri Toparlak sorularımızı samimiyetle yanıtladı.
“Erzurum sıradan bir şehir değildir, bu topraklar sahabe izidir”
Sercan Çetin: Hocam, bir tarihçi ve sivil toplum lideri olarak Erzurum’u nasıl tanımlarsınız?
Nuri Toparlak: Erzurum sadece bir coğrafya değildir, bir hafıza mekânıdır. Bu şehirde 117 sahabe ve 73 bin tâbiînin yattığı rivayet edilir. Bu azizler arasında Abdurrahman Gazi, Öksürük Baba, Lal Baba (Abdulfettah Enisi Hazretleri) gibi isimler, bugün bile şehrin maneviyat damarlarını besliyor. Ben bir tarihçi olarak her sokağın, her mezar taşının, her medresenin bir hafıza kodu taşıdığına inanıyorum. Erzurum, bu kodların en yoğun yaşandığı şehirlerden biridir.
“ERİHDER bir gönül köprüsüdür”
Sercan Çetin: ERİHDER’in bu manevî yapıya katkısı nedir?
Nuri Toparlak: Derneğimizin tam adı, Erzurum İbrahim Hakkı Hazretleri Sosyal Yardımlaşma Kültür ve Dayanışma Derneği. Sadece yardıma muhtaç ailelere destek değil, Erzurum’un irfan ve ilim geleneğini yaşatmak gibi bir misyonumuz var. Gençlere İbrahim Hakkı Hazretleri’nin hikmet dünyasını tanıtıyoruz. Aynı zamanda tarihî şahsiyetleri anlatan kitap çalışmaları, mezar taşlarını belgeleyen arşiv çalışmaları, tasavvufî ziyaret rotaları gibi projelerimiz var.
“Erzurum, tanıtım eksikliğiyle gölgede kalıyor”
Sercan Çetin: Sizce Erzurum neden yeterince tanıtılamıyor?
Nuri Toparlak: Çok açık konuşmak lazım: Erzurum’un hikâyesini Erzurumlular anlatmadı, anlatamıyor. Bugün Malatya’da Somuncu Baba, Urfa’da Balıklıgöl, Konya’da Mevlana sadece maneviyatla değil, profesyonel tanıtım ve devlet-destekli PR çalışmalarıyla bilinir hale geldi. Erzurum ise elinde Ahi Toman Baba, Ahi Fahrettin, Pir Ali Baba, Yağan Baba, Çöğender Baba, Toparlak Baba gibi 269 manevi değer olmasına rağmen sessizliğe gömüldü.
“Bu şehir sadece savaşla değil, ilimle ve ahlakla da direndi”
Sercan Çetin: Kuva-yi Milliye ve Erzurum Kongresi bağlamında da bu şehir önemli, değil mi?
Nuri Toparlak: Kesinlikle! Erzurum, Kuva-yi Milliye hareketinin mayalandığı, milli iradenin temellerinin atıldığı şehir. Ama sadece bununla değil; ahilik kültürüyle, aşıklık geleneğiyle, medrese sistemiyle de bir direniş ortaya koymuştur. Anadolu’daki ilk sivil mimari örneklerinden olan Çifte Minareli Medrese, sadece taş değil; bir medeniyetin vicdanıdır. Bugün Anadolu’da ilk aktif üniversitenin burası olduğu konuşulmuyor bile. Yazık!
“Aşıklık geleneği, sadece türkü değil, Anadolu’nun vicdanıdır”
Sercan Çetin: Kültürel değerler konusunda ne yapılmalı?
Nuri Toparlak: Erzurum, âşıklık geleneğinin kalbidir. Aşık Sümmani, Aşık Emrah, Aşık Reyhani, Yaşar Reyhani gibi isimler, sadece ozan değil, toplumun dertlerini dile getiren halk entelektüelleridir. Bu kültürü yaşatmak için müzeler, festivaller, belgeseller yapılmalı. Bu insanlar sadece Erzurum’un değil, Anadolu’nun evladıdır.
“Tanıtım yapmazsak tarih susar, susan tarih de kaybolur”
Sercan Çetin: Son sözünüz nedir?
Nuri Toparlak: Tarih, anlatılmadıkça unutulur. Erzurum gibi bir şehir, sadece geçmişte övünüp susarsa gelecekte silinir. Biz ERİHDER olarak hem sosyal yardımlaşmayı hem kültürel hafızayı diri tutmak istiyoruz. Devletin, yerel yönetimlerin ve medyanın bu çabaya ortak olması gerekiyor. Çünkü tanıtım olmadan turizm olmaz, turizm olmadan da Erzurum’un sesi duyulmaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: