Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Bodrum Temsilcisi ve Doria Hotel Bodrum Genel Müdürü Yiğit Girgin, 2025 yılının zorlu geçtiğini ancak sezon ortasından sonraki dönemde beklentileri büyük ölçüde karşıladığını söyledi.
Sezonun uzaması için alternatif turizm segmentlerinin standart hâline gelmesi gerektiğini belirten Girgin, Bodrum özelinde güçlüklerle dolu bir sezonu geride bıraktıklarını ve kentin turizm yapısının her geçen yıl daha üst segmente yöneldiğini ifade etti.
Girgin, “Bodrum aslında birçok farklı segmente hitap edebilen bir yapıya sahip. Bu yüzden resme tek bir pencereden değil, daha geniş bir çerçeveden bakmak gerekiyor. Ancak sezonun kısalığını ve Bodrum’daki turizm anlayışının son yıllarda kitle turizminden uzaklaşıp daha butik, lüks ve üst segmente evrilmesini de göz ardı edemeyiz. Bodrum’un geçmişten bugüne uzanan yolculuğuna baktığımızda, ev pansiyonculuğuyla başlayan, ardından mass (kitle) turizme yönelen, bugün ise daha butik ve lüks konaklama tesislerinin öne çıktığı bir yapıya geldiğini görüyoruz. Bodrum, tüm dünyada öne çıkan turizm destinasyonlarından biri olmasının yanı sıra, uluslararası üst segment markaların aynı anda konumlandığı ender lokasyonlardan biri hâline geldi” diye konuştu.
TURİZM KATMA DEĞER YARATIYOR
Turizm sezonunun uzamasının, yalnızca turizm sektörü için değil, ülke ekonomisi için de ciddi katkılar sağladığını vurgulayan Girgin, şunları söyledi: “Turizmde 12 ay hedefi her zaman masada olmalı; fakat bunu başarmak kolay değil. Bu konu, sürdürülebilir turizm çerçevesinde sürekli vurguladığımız başlıklardan biri. Sezonu maalesef belirli bir noktaya kadar uzatabiliyoruz. Bir yere kadar durup dinlenmek, yeni sezona hazırlanmak, hedeflerimizi ve planlarımızı yeniden gözden geçirmek zorundayız. Yine de 9–10 aya yayılan bir turizm döngüsü yaratmak istiyorsak, turizmi mutlaka çeşitlendirmeli ve misafire yeni deneyimler sunmalıyız. Bu sadece oteller için değil, şehrin tamamı için büyük bir katma değer demek. Yerel esnafın, küçük işletmelerin, üreticilerin ayakta kalabilmesi için sezonun genişlemesi şart. Bunu tek başına turizmcinin yapması mümkün değil; kamu, yerel yönetimler, meslek örgütleri ve iş dünyasının birlikte hareket etmesi gerekiyor.”
DENİZ VE CRUİSE TURİZMİ GÜVENLİ BİR FIRSAT
Bodrum’un geleceğinde deniz turizmi, cruise turizmi ve mavi yolculuğun kilit rol oynayacağına dikkat çeken Yiğit Girgin sözlerine şöyle devam etti: “Bodrum, tarihi boyunca denizle nefes alan bir şehir oldu. Marina kapasitesi, kruvaziyer limanı, mavi yolculuk rotaları ve günübirlik tekne turlarıyla aslında geniş bir zamana yayılabilecek güçlü bir deniz turizmi potansiyeline sahibiz. Cruise turizmi, doğru yönetildiğinde hem sürdürülebilir hem de yüksek gelir bırakan bir alan. Liman yönetimi, atık yönetimi, tedarik zinciri ve şehir içi yönlendirmelerini doğru kurguladığınızda; gemiden inen misafir yalnızca birkaç saatlik bir ziyaretçi olmaktan çıkıyor, yeniden gelmek isteyeceği bir destinasyonla karşılaşıyor. Mavi yolculuk ise Bodrum’un dünyaya armağan ettiği en özel deneyimlerden biri. Küçük ölçekli, kontrollü ve çevreye duyarlı mavi yolculuk rotaları misafire sakin, güvenli ve kişiselleştirilmiş bir tatil anlayışı sunuyor. Bu alanlarda çevre standartlarını yükseltmek, tekne ve yat işletmeciliğinde sürdürülebilirlik kriterlerini bir gereklilik hâline getirmek, Bodrum’un marka değerini uzun vadede güçlendirecektir. Deniz turizmini, kruvaziyer hareketini ve mavi yolculuğu doğru planlarsak, Bodrum’da deneyim odaklı, güvenli ve sürdürülebilir bir turizm modelini kalıcı hale getirebiliriz”
SEKTÖR 360 DERECE ELE ALINMALI
Turizmin bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmasının önemine değinen Yiğit Girgin, “Bodrum’da artık sadece ‘deniz, kum, güneş’ten ibaret bir ürün sunmuyoruz; deneyimler bütünü sunuyoruz. Bunun içinde kültür, sağlık, gastronomi, spor, deniz turizmi, sanat ve wellness gibi çok farklı başlıklar var. Turizm, misafirin hayatına dokunan her türlü deneyime açık bir noktaya geldi.
Tarih dediğinizde yakın dönemden antik çağlara uzanan katmanlı bir hafızadan, sanat dediğinizde ise sokak sanatından modern sanata, galerilerden açık hava etkinliklerine uzanan geniş bir yelpazeden bahsediyoruz. Dolayısıyla seçenekler her geçen gün artıyor. Bodrum özelinde; kentin kültürel ve doğal dokusunu, gastronomik zenginliklerini, denizcilik mirasını ve mavi yolculuk geleneğini daha güçlü şekilde ön plana çıkarmamız gerekiyor. Bu alanlarda ortak akılla ilerlemek ve şehrin hikâyesini tek bir dilden, tutarlı bir şekilde anlatmak çok kritik” ifadelerini kullandı
BODRUM GÜVENLİ LİMAN
Bodrum’un Ege kültürü, hoşgörülü yapısı ve sakin atmosferiyle “güvenli bir liman” olduğunu hatırlatan Girgin, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyanın birçok bölgesinde politik ve ekonomik açıdan zorlayıcı gelişmeler yaşanıyor. Turizm ise güvenli, huzurlu ve öngörülebilir ortamı sever. Siz ne kadar güven ve huzur ortamı sağlayabiliyorsanız, o kadar tercih edilir hâle geliyorsunuz. Bodrum da bu açıdan öne çıkan destinasyonlardan biri. Artık klasik ‘fiyat odaklı pazarlama’ anlayışından çıkıp, deneyim ve hikâye odaklı yeni bir turizm diline geçmemiz gerekiyor. Turizm, hem ülkemiz hem bölgemiz için canlı, dinamik ve yüksek katma değerli bir ticaret alanı. Bu nedenle deneyim turizmini, deniz ve mavi yolculuk odaklı ürünleri, kültür ve gastronomiyi ön plana çıkararak yeni bir Bodrum hikâyesi yazmalıyız. Yapay zekâ ve dijitalleşmeyi de işin içine katarak; kentin özelliklerini, güvenli liman olma hâlini, sürdürülebilir turizm yaklaşımını ve tercih edilme sebeplerini dünyaya çok daha net anlatmak zorundayız. Bodrum’un potansiyeli bunu fazlasıyla hak ediyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: