Daha konsantreli festival umudu

Sercan Çetin- Haber yorum - Bu yıl Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin sekizinci durağı Erzurum oldu. 16 şehirde düzenlenen bu kapsamlı etkinlikler zinciri, şehrin tarihi ve kültürel değerlerini gözler önüne sermek amacıyla gerçekleştiriliyor. 17 Ağustos'ta başlayan ve dokuz gün sürecek festivalin programı ise konserler, sergiler, atölyeler, söyleşiler, gastronomi deneyimleri ve her yaşa uygun birçok etkinlikten oluşuyor. Buraya kadar her şey son derece olumlu görünüyor. Ancak festivalin ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarını biraz daha derinlemesine incelemek gerekiyor.
Kültür ve sanat etkinliklerinin ekonomik işlevleri tartışılmaz. Tabii ki kültürel etkinliklerin turizme katkısı var. Ancak bu katkının, harcanan paranın karşılığı olup olmadığını ve bu tür organizasyonların uzun vadeli etkilerini değerlendirmek zorundayız.
Medya İlgisi: Tanıtımın Eksik Ayağı
Festival kapsamında ulaşım, yiyecek-içecek, kıyafet, sanat eğitimleri, sahne performansları, çeşitli konserler, söyleşiler gibi bileşenler düşünülmüş. Peki medya neden es geçilmiş? Şehrin dört bir yanına asılan tanıtım afişleri yeterli mi? Medya, bu tür organizasyonların en önemli tanıtım araçlarından biri olmasına rağmen, neden bu kadar göz ardı ediliyor? Sorumluluk almak, aynı zamanda medya desteğini de içermelidir. Tanıtım yapmanın yolu, sadece afiş asmakla sınırlı kalmamalıdır.

Erzurum bir kültür devidir 
Erzurum'un kültürel kimliği de bu tartışmaların bir parçası olmalıdır. Memleket geçmişte de devdi, günümüzde de adeta bir dev. Bu gerçeğin farkında olarak, kültürel etkinlikleri planlarken çok yönlülüğü göz önünde bulundurmalıyız. Sadece kalabalık olsun diye konserler düzenlemek yerine, bu sanatçıları getirmeden önce halkın taleplerini dikkate almak, arz-talep dengesini gözetmek gerekir.

Kalite ve bilinç önemli  

Festivalde sadece Türk Pop Müzik Sanatçıları değil, aynı zamanda bu topraklarda doğmuş ülkemizde ve dünyaca tanınan Türk Halk Müziği Sanatçılarımızı da davet etmek gerekirdi. Ayrıca halkın sanatçılarla bir araya geleceği söyleşiler de düzenlenmelidir. Arif Sağ, Güler Duman, Aysun Gültekin ve Nurullah Akçayır gibi isimleri davet ederek sadece müzikle değil, aynı zamanda söyleşilerle de halka ulaşmalı. Bu, hem kaliteyi yükseltecek hem de halkın bilinçlenmesine katkı sağlayacaktır. Festivali düzenleyenlerin, yaptıkları işi ciddi bir biçimde sorgulamaları, gelecekteki etkinliklerin kalitesini artıracaktır.
Sonuç olarak, kültürel etkinlikler bir şehri tanıtmak için önemli araçlardır. Ancak bu tür organizasyonlar yapılırken sadece ekonomik faydalar değil, toplumsal duyarlılık ve medya ilgisi de dikkate alınmalıdır. 
Benden söylemesi..