Jeotermal enerjide Türkiye’nin önde gelen kentleri arasında yer alan İzmir, İnciraltı bölgesinde tamamlanma aşamasına gelen 1/100 bin ölçekli imar planı değişikliği ile dünyanın önde gelen termal turizm ve sağlık merkezi olmaya hazırlanıyor.
Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, İzmir’in tam merkezinde yer alan ve yarım yüzyıla yakın süredir devam eden planlama sorunu aşılan İnciraltı bölgesinin, kentin termal sağlık turizmi alanında kaderini değiştirecek potansiyel taşıdığını söyledi.
// “SİHİRLİ SÖZCÜK: PLANLAMA”
Balçova ve Narlıdere ilçelerinin jeotermal konut ısıtmasında Türkiye’nin ilk kapsamlı uygulama alanları olduğu bilgisini veren Kındap, İnciraltı’nın da içinde bulunduğu bölgenin, çevreye saygılı planlama ilkeleri ve doğru altyapı yatırımları ile örnekleri dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde bulunan termal sağlık merkezi olarak değer yaratabileceğini belirtti.
Ali Kındap, Türkiye’de sayıları artan termal tesislerin pek çoğunun kaplıca turizmine odaklanan altyapı ile inşa edilmesine karşın, fizik tedavi rehabilitasyon ve termal kür merkezi standartlarından uzak ve sayıca yetersiz olduğuna işaret etti.
İzmir’in termal tedavi uygulamalarında 3 bin 200 yıllık geçmişe sahip olduğunu kaydeden Kındap, bugün Balçova ilçesi sınırlarında bulunan ve adı hâlâ “Agamemnon Kaplıcaları” olan bölgenin, milattan önce 1200 yıllarında Truva Savaşı’nın ünlü komutanı Agamemnon’dan adını aldığını hatırlattı.
// “BİRER HASTANE GİBİ TASARLANMALI”
Türkiye’deki jeotermal kaynakların; sıcaklık, debi, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki örneklerinden çok daha üstün nitelikler taşıdığını vurgulayan Kındap, bu alanda hizmet verecek turizm tesislerinin birer hastane gibi tasarlanarak sağlık hizmeti sunan kuruluşlar olması gerektiğinin altını çizdi.
JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İnciraltı, termal sağlık turizmi alanında İzmir’in kaderini değiştirecek potansiyele sahip. Dünya üzerinde kentin bu kadar içinde ve bu kadar yüksek bir jeotermal potansiyele sahip bir bölge bulunmuyor. Bugün dünyada isim yapmış termal sağlık bölgelerine bakıldığında hepsinin kentlerden kilometrelerce uzakta ve çok yüksek maliyetlerle ziyaretçi kabul ettiği görülüyor. İzmir’in 2015 ve 2020 EXPO adaylıklarının da ana temasını oluşturan bu bölge, kenti bu alanda dünya markası yapabilecek potansiyel taşıyor. İnciraltı bölgesi yatay mimariye sahip, doğa ile dost inşa edilmiş, uluslararası akreditasyonu olan fizik tedavi ve rehabilitasyon, balneoterapi ve termal kür tedavisi merkezleri ile birlikte planlanmalı. Bu tesisleşme atılımını yapılırsa, İzmir’e milyarlarca dolar döviz geliri sağlanabilir. Başta en önemli ticaret partnerimiz olan Avrupa’da kür merkezlerindeki termal tedaviye ilgisi giderek artıyor. Türkiye bu noktada büyük potansiyel vaat etse de, hizmete giren ve yatırım aşamasında olan tesislerimiz daha çok kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. On milyonlarca dolar yatırım yaptığımız bu tesislerimiz, kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. Oysa bu alanda yüksek katma değer, birer hastane işlevi gören termal turizm merkezleri ile sağlanıyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: