Şehirler, yaşayanlarının bir yansımasıdır. Erzurum ise bu yansımayı en saf haliyle gösteren bir ayna gibidir. Şehre iyi davranırsanız, o da size iyiliğiyle döner; kötü davrandığınızda ise bu, karşınıza sorunlar olarak çıkar. Bu felsefi bakış açısıyla baktığımızda, Fevzi Çakmak’ın Erzurum’a olan yaklaşımı, sadece fiziksel bir gelişimi değil, aynı zamanda şehrin ruhuyla bütünleşmeyi de içeriyor. Çünkü bir şehrin sokaklarını gezmeden, taşını toprağını hissetmeden, insanlarının samimiyetine dokunmadan o şehri anlamak mümkün değildir.
Ancak çoğu zaman bizler, şehirlerimizin güzelliklerine sırtımızı dönüyor, eksiklikleri dile getirerek ilerlemeye engel oluyoruz. Bu durum, eleştirinin kolay, katkının ise zor olduğu bir gerçekliği ortaya koyuyor. Tecrübeli ismin çalışmalarını değerlendirirken şunu sormak gerek: İyi yapılan işlere destek oluyor muyuz? Güzel şeyler için harekete geçiyor muyuz?
Fevzi Çakmak’ın Erzurum için yalnızca bir inşaat mühendisi olarak değil, bir fikir insanı olarak da katkıda bulunduğu açıktır. Onun çalışmaları, şehrin sadece bugünü için değil, geleceği için de değer üretmeyi hedefliyor. Erzurum’un kadim geçmişiyle modern dünyanın gerekliliklerini birleştirme çabası, aynı zamanda bir şehri sevmekle o şehri anlamanın felsefi bir birleşimidir.
Konut sektörüne ve ev sahibi olmak isteyen vatandaşlara yaptığı katkılar unutulacak gibi değil. Konut sektöründe kooperatifçilik yöntemiyle ev sahibi olamayan binlerce kişiye ulaşarak önemli bir sosyal sorumluluk projelerine imza atan Çakmak’ın yaptıkları bunlarla sınırlı değil elbette. Özellikle her projenin bitiminde iskan ruhsatlarını alıp kat mülkiyet tapularını dağıtarak, vatandaşların haklarını korumanız ve onları mağdur etmemek için gösterdiği özen takdire şayan. Ayrıca projelerini zamanından önce tamamlayarak, sektörde güvenilir ve sorumlu bir profil oluşturuyor.Bu yaklaşımı, konut sektöründe örnek alınması gereken bir model olarak öne çıkıyor.
Öte yandan, bir dip not daha paylaşayım : Fevzi Çakmak’ın Erzurum’a olan katkıları yalnızca konut ve şehircilikle sınırlı değil; onun çalışmaları, şehrin manevi ve toplumsal dokusuna derin bir iz bırakıyor. Kuran kurslarından camilere, hayır kurumlarına destekten istihdam sağladığı ailelere kadar uzanan bu hizmet yelpazesi, onun liderlik anlayışının çok yönlülüğünü gösteriyor. Özellikle Erzurum’a kattığı değerlerden biri de 2019 yılında hayata geçirdiği Darülfünun Camii ve çevresindeki sosyal donatı alanlarıdır. Bu proje, sadece bir ibadet alanı inşa etmekle kalmamış; aynı zamanda gençlere, öğrencilere ve tüm şehre hizmet edecek bir yaşam merkezi oluşturmuştur. Darülfünun Camii, geleneksel mimarinin modern ihtiyaçlarla harmanlandığı bir yapı olarak dikkat çekerken, çevresindeki gençlik merkezi, etüt odaları, okuma salonları, kütüphane ve kafeteryalar gibi sosyal donatılar, projeyi çok boyutlu bir hizmet alanına dönüştürüyor.Mühendis Fevzi Çakmak, bu alanlarla gençlerin sadece manevi ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda akademik ve sosyal gelişimlerini de desteklemeyi amaçladıklarına vurgu yaptı.

Bir şehri inşa etmek, sadece binalar dikmekle değil, aynı zamanda o şehrin insanlarını ruhen ve toplumsal olarak da güçlendirmekle mümkündür. O bunu çok iyi kavramış bir isim olarak öne çıkıyor. Yaptırdığı camiler ve kuran kursları, şehrin manevi yaşamına hizmet ederken; istihdam ettiği kişi ve aileler, onun ekonomik ve sosyal duyarlılığını ortaya koyuyor. İnsanların hayatına dokunmak, yalnızca siyasetle değil, doğrudan yardım ve destekle de mümkün.
Belki de onun en dikkat çeken yönlerinden biri, 21 yıldır siyasette yer almasına rağmen hiçbir kişisel çıkar gözetmeksizin, davasından ve doğrularından ödün vermeden bu yolda yürümesidir. Milliyetçi ve muhafazakâr çizgide istikametini hiç bozmaması, sadece bir liderin değil, bir insanın karakterini de yansıtan önemli bir niteliktir. Bu, günümüzde çokça ihtiyaç duyulan bir duruş örneğidir.
Erzurum gibi köklü bir şehir, sadece altyapı projeleriyle değil, aynı zamanda manevi ve insani değerlerin korunmasıyla da güçlenir. Kendisi bu dengeyi kurmayı başarmış biri olarak şehrin modernleşme sürecine yön verirken, geçmişin değerlerini de unutmuyor. Hayır kurumlarına yaptığı destekler, toplumsal dayanışmayı güçlendirme amacını taşıyor.
Bir şehri sevmenin anlamı, sadece ona hizmet etmek değil; o şehrin insanlarının yüreğine dokunmaktır. Şehirler yaşayan organizmalardır ve onların gelişimi, sadece yöneticilerin çabalarına bağlı değildir. Halkın da taşın altına elini koyması, üretken olması gerekir. Fevzi Çakmak’ın Erzurum’a kattığı değer, bu iş birliğiyle daha da anlamlı hale geliyor. Çünkü şehir, onu seven ve onun için çalışan insanlara kucak açar. Erzurum’un geleceği, bu sevgi ve samimiyetle çok daha parlak olacaktır. Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
Kalan Karakter: