Bir gün Van’da, bir gün Rize’de, bazen İzmir’de, bazen de Özbekistan’da…
Harun Cici’nin sanatı sınır tanımıyor. Onu tanıyanlar için adı bile bir açıklamadır; “Harun Cici” dediğinizde herkes ne demek istediğinizi hisseder. Çünkü o, güzelliği ve duyguyu yaptıklarıyla anlatan bir sanat elçisidir.
Son olarak Özbekistan’da gerçekleştirilen “Dünyayı Sanat Kurtaracak – Renklerin Kardeşliği” adlı uluslararası sanat etkinliğine katılan Harun Cici, bu kez kadim medeniyetin kalbi Daşkand (Taşkent) ve Semerkand’da iz bıraktı.
Etkinlik, Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan’dan sanatçıları bir araya getirerek Türk dünyasının kültürel bağlarını renkle, ışıkla, duyguyla yeniden kurdu.
Harun Cici, sergi sonrası duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Sanat dünyayı birbirine bağlayan görünmez bir köprüdür. Bu köprüden geçen her sanatçı artık bir ülkenin değil, dünya vatandaşıdır.”
Bu cümle aslında serginin ruhunu özetliyor. Sanatın dili birdir ve adı insandır.
Taşkent'in sessiz anıtlarından Semerkand’ın mavi kubbelerine uzanan o mistik atmosfer, sanatçıların fırçalarında yeniden can buldu.
Renkler konuştu, barıştan, dostluktan ve kardeşlikten bahsetti.
Sergi, 21 Ekim 2025’te Özbekistan Fotoğraf Evi sergi salonunda açıldı. Her tablo, bir duygunun, bir ulusun ve bir kardeşliğin sesi oldu.
Özbekistan Resim Akademisi Başkanı Akmal Nur, Ressamlar Birliği Başkanı İbrahim Valikhojayev, “Doğu Yıldızı” dergisi editörü Siraceddin Rauf ve birçok sanat dostunun katkısıyla, etkinlik sadece bir “plen air” (açık hava resim etkinliği) değil; aynı zamanda sanatla kurulan insani bağların kutlaması haline geldi.
Harun Cici’nin ifadesiyle,
“Sanatın olduğu yerde nefret kaybolur, sınırlar kaybolur, dünyalar yaklaşır.”
Bu söz, sanatın bugünün dünyasında yeniden birleştirici bir dil olabileceğini kanıtlıyor.
Bir fırça darbesi, bir renk tonu, bir melodinin yankısı — belki de gerçekten dünyayı sanat kurtaracak.
Sercan Çetin
Yorumlar
Kalan Karakter: