Fuarlar, yalnızca ürünlerin tanıtıldığı ticari platformlar değil; aynı zamanda şehirlerin kimliklerini, kültürlerini ve zenginliklerini vitrine çıkardıkları buluşma noktalarıdır. İşte bu yüzden, Erzurum Ticaret Borsası’nın (ETB) Van’da düzenlenen 3. Gurme ve Gastronomi Fuarındaki varlığı, salt bir tanıtım etkinliği değil, aynı zamanda Erzurum’un mutfak diplomasisinin de bir yansımasıdır.
Başkan Hakan Oral önderliğinde kurulan stant, yalnızca Erzurum’un coğrafi işaretli ürünlerini değil, aslında kentin tarihini, damak hafızasını ve kültürel mirasını da ziyaretçilere sundu. Pekmezli baklava ikramı, bunun en güzel örneklerinden biri oldu. Tatlı, yalnızca damakta bir iz bırakmadı; Erzurum’un Anadolu mutfağındaki yerini ve iddiasını da hatırlattı.
Van Valisi Ozan Balcı’ya hediye edilen Oltu taşı tespih, sembolik olarak çok şey anlatıyordu: Erzurum, sadece gastronomiyle değil, aynı zamanda zanaat ve kültür ürünleriyle de var olduğunu ortaya koyuyor. Bu hediye, Erzurum’un kadim kimliğinin zarif bir temsiliydi.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen fuarlar, aslında şehirler arasındaki görünmez rekabetin sahnesi. Hangi kent, kendi değerlerini daha güçlü tanıtıyor, daha etkili sunuyor, daha dikkat çekici kılıyor? Erzurum’un Van’daki performansı bu açıdan önemlidir. Çünkü fuar boyunca kurulan her temas, Erzurum’un marka değerine eklenen yeni bir halka demektir.
Görünen o ki Erzurum Ticaret Borsası, fuarlara yalnızca katılan değil, aynı zamanda öne çıkan, ses getiren, hafızada yer eden bir kimlikle iştirak ediyor. Bu da şehrin ulusal ölçekte daha çok konuşulmasına vesile oluyor.
Kısacası Van’daki fuarda Erzurum, sadece bir stantla değil; bir vizyonla, bir iddiayla, bir şehir hafızasıyla yer aldı. Bundan sonrası, bu ivmeyi sürekli kılmak ve Erzurum’un gastronomisini yalnızca Türkiye’ye değil, dünyaya açmak olmalı.
Sercan Çetin
Yorumlar
Kalan Karakter: