Şeffaflık ve bilinçli tüketim konusunda atılan bu adımın önemi büyük

Sercan Çetin- Haber Yorum-Tarım ve Orman Bakanlığı, 2 Ekim’de yaptığı önemli bir duyuruyla Türkiye’de gıda güvenliği konusunda yeni bir dönem başlattı. Gıda sahteciliği, uzun zamandır gündemde olan ve halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun. Maliyetleri düşürmek, ürünlerin bozulmasını gizlemek ya da daha cazip hale getirmek amacıyla yapılan taklit ve tağşiş, her birimizi etkileyen büyük bir tehlike. Artık bu tehlikeler, bakanlığın yeni uygulaması sayesinde daha görünür hale gelecek.

Şeffaflık ve bilinçli tüketim konusunda atılan bu adımın önemi büyük. Gıda güvenliği her ne kadar teknik bir konu gibi görünse de, günlük hayatımızı derinden etkileyen bir mesele. Tüketiciler olarak market raflarından aldığımız ürünlerin içeriğini, nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini bilmek en temel haklarımızdan biri. Yeni online platform sayesinde, taklit ya da tağşiş yapılmış ürünler halkın gözleri önüne seriliyor ve bu da gıda sektöründe uzun süredir eksik olan güveni tesis etmeye yönelik önemli bir hamle.

Bakanlığın bu yeniliğiyle birlikte sorumluluk sadece üreticilere değil, tüketicilere de düşüyor. Artık hepimiz aldığımız ürünleri daha bilinçli bir şekilde inceleyebilir, güvensiz ürünler hakkında hızlı bir şekilde bilgi edinebiliriz. Ancak burada atlanmaması gereken önemli bir nokta var: denetimler ve cezai yaptırımların etkili bir şekilde uygulanması. Taklit ve tağşiş yapan firmaların ifşa edilmesi elbette caydırıcı bir unsur, ancak yeterli mi? Halk sağlığını hiçe sayan firmaların sadece ifşa edilmesi değil, ağır cezalarla karşı karşıya kalması gerekiyor. 

Tüketiciler bu konuda yalnız bırakılmamalı. Gıda güvenliği, yalnızca bireysel tercihlerimizle korunabilecek bir mesele değil; etkili denetim mekanizmaları ve hukuki yaptırımların varlığı elzem. 5996 Sayılı Kanun’un ilgili maddeleri bu konuda açık, ancak uygulamada ne kadar etkili olduğumuz tartışmaya açık bir konu. 

Bu noktada, tüketici haklarını savunan kurumların ve halk sağlığı uzmanlarının da sürece dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira gıda sahteciliği, yalnızca ekonomik bir mesele değil, toplum sağlığını ilgilendiren büyük bir problem. Şeffaflık adına atılan bu adım, umarım denetim ve yaptırımların da aynı hızla devreye girmesinin yolunu açar. 

Sonuç olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yeniliği, gıda sektöründe uzun zamandır beklenen bir adım. Tüketiciler olarak daha bilinçli tercihler yapmamıza olanak sağlarken, sektör genelinde güveni artıracak. Ancak, bu sistemin etkinliği için tüketicilerin aktif katılımı ve denetim mekanizmalarının kararlılıkla işlemesi şart. Gıda güvenliği, hepimizin ortak sorumluluğu ve gelecekte daha sağlıklı bir toplum için bu tür adımların daha da yaygınlaşmasını diliyorum.