Erzurum Konfederasyonu’nda (ERKON) yaklaşan olağan genel kurul öncesi, gözler yeniden bu büyük çatı örgütünün başına kimin geçeceğine çevrildi. Sivil toplumda emek vermiş, gönül bağı kurmuş pek çok isim konuşulsa da, camianın hafızasında bir gerçek net: STK yönetimi, sabır ve istikrar gerektirir.
Bu noktada, iki dönemdir Esenyurt Erzurum Dernekler Federasyonu Başkanlığı yapan ve ERKON Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Halil Karapınar, tecrübesiyle ön plana çıkıyor. Dernekçiliği bir geçiş basamağı değil, toplumsal sorumluluk alanı olarak gören Karapınar, yıllar önce Esenyurt’ta inşa edilen yedi katlı dernek binasıyla kalıcı bir eser bırakmıştı. Bugün hâlâ aynı kararlılıkla çalışan Karapınar, siyaseti işine karıştırmadan, camiayı bir arada tutmayı başaran ender isimlerden biri olarak gösteriliyor.
Karapınar, “Sorumluluk insan olmak adına en genel ve en kesin yükümlülüktür” derken aslında bir duruşu da özetliyor. Onun için sorumluluk, sadece görev değil; gönül işidir, inanç işidir. Her dönem taşın altına elini koymaktan kaçınmayan bir Erzurumlu profili çiziyor.
Kendisiyle Yarışan Bir Başkan
Halil Karapınar, “Artık oturup düşünme zamanı gelmişti bizim için” derken, bir muhasebenin de kapısını aralıyor. Çünkü o, başkalarıyla değil, kendiyle yarışan bir isim. Dernekçiliğin doğasında bulunan kişisel çekişmelerden uzak, ortak hedefi “Erzurumluların birliği” olarak gören bir anlayışın temsilcisi.
Zirvelere başkaları tırmanmış olabilir; ama Karapınar’ın derdi o zirveler değil, zirveye giden yolun kendisini yeniden inşa etmek. Çünkü ona göre mesele “kim başkan olacak” değil, “Erzurumlular bu çatı altında daha güçlü nasıl olacak” sorusudur.
Erzurum Günleri ve Birlik Kültürü
Her yıl düzenlenen Erzurum Günleri, bu anlayışın sahadaki en somut örneklerinden biri. Halil Karapınar’ın koordinasyon gücü, halkla kurduğu iletişim ve etkinliklerdeki doğallığı, katılımcılar tarafından sıkça övülüyor.
Maltepe’deki son etkinlikte, toplumla kurduğu sıcak diyaloglar ve katılımcılara gösterdiği ilgi, onun neden bu kadar sevildiğinin bir göstergesi gibiydi.
Kültür, Sanat ve Dayanışma: ERKON’un Geleceği
Karapınar, “Yetenek iltifatla beslenir, takdir edilmezse körelir” diyerek kültürel alandaki eksikliği de açık yüreklilikle dile getiriyor. Ona göre ERKON, yalnızca bir çatı örgüt değil; aynı zamanda Erzurum’un kültür, sanat ve dayanışma gücünün merkezi olmalı.
Resimden şiire, musikiden tiyatroya kadar pek çok alanda potansiyeli bulunan hemşehrilerin bir araya gelmesi gerektiğini savunan Karapınar, amatör bir ruhla çalışan kültür insanlarına alan açmak istiyor.
Özgüven, Birlik ve Hedef
“Özgüven yüksek olursa değerlerimiz de artar” diyen Karapınar, bireysel değil toplumsal bir özgüvenden bahsediyor. Ona göre Erzurumluların Türkiye’nin her yerinde sesini duyurması, üretime ve katma değere dönüşen bir birliktelikle mümkün.
Bu yüzden ERKON sadece bir konfederasyon değil, bir Erzurum ideali, bir birlik manifestosu olmalı.
Deneyim, Samimiyet, Özgüven
Bana kalırsa, Aralık ayında yapılacak genel kurulda ERKON’a Halil Karapınar’ın yeniden başkan olması, yalnızca bir tercih değil; bir tecrübenin yeniden inşası olacaktır.
Erzurumluların gurbetteki dayanışma kültürünü büyütmek, gençleri dernekçiliğe kazandırmak, kültür ve sanat alanında atılım yapmak istiyorsak; bu çizgide yürüyen liderlere ihtiyaç var.
Karapınar, kendisiyle yarışan, ama her adımda Erzurum’un adını biraz daha yukarı taşıyan bir başkan profili çiziyor.
Belki de mesele şu:
Zirveye kimin çıkacağı değil, o zirvede kimlerin omuz omuza durabileceği…
Sercan Çetin
Yorumlar
Kalan Karakter: