Sahibi ve Sorumlusu Olarak İnsan

Her alanda kendinden kopuşu yaşayan insan türü kendini yeniden inşaa ederken ne tür kavramsal zeminlere ihtiyaç duyacak ? 



Bu soru , sanırım hazır cevaplarımız ve zihinsel alışkanlıklarımızın dışında yeni bir bağlamda bizleri buluşturan, ezber bozmanın da ötesinde yaratıcı yıkımın bütün tahrik edici özelliklerini içeren yeni bir kavrayışa ve farkındalığa gereksinim duymaktadır. 



Sanalın gerçekliği ile gerçeğin sanallığı arasında bir kayboluş hikayesini yaşayan insan türü kendini karadeliklerin girdabından  nasıl kurtaracak ve yeniden varoluşu nasıl başaracak ?



Bütün bu soruların cevabını belki hiçbir zaman bulamayacağız ancak arayışlarımız sürdükçe kavrayış zeminlerimizin daha derinleşeceğine ve zenginleşeceğine hiç şüphe yok. 



Projemizin omurgasını yeni kavrayış ve anlam arayışımız oluşturuyor. Farkındalığı bilgiden daha öncelikli ve kozmik boyutla etkileşime girmede kuvvet çarpanı olarak değerlendirmekteyim. Birbiriyle tutarlı dengeli ve fonksiyonel olarak  birbirini besleyerek bir bütünde birbirini tümleyerek tümleşen bileşenler modüler bir entegrasyon süreciyle kendi eko sistemini oluşturacaktır. Bütün bir insanlık için ilham verici bir girişim olacağını Anadolu’nun bilgeliğinin arzulanan bilinç düzeyine ulaşmada henüz keşfedilmemiş özgün nitelikleri olduğunu, uygarlıkların temel yaşam alanı olarak Anadolu’nun coğrafya olarak farklı bir enerjisi olduğunu düşünmekteyim. Anadolu’nun sosyal kültür kodları yeni bir aydınlanma sürecine ilham kaynağı olabilecek bütün özellikleri barındırdığını düşünmekteyim. 



Ortak bir bilinçte buluşmayı kurgulatan metaforlar Anadolu’nun ortak yaşama kültüründe halk Sanatı, halk oyunu, Haşk müziği, halk edebiyatı, çocuk Oyunları, masallar ve destanlarla halk hikayelerinde de kendini hissettirdiği üzere birlikte resim ve müzik yaparcasına bir enerji paylaşım zemini oluşturmaktadır. Türk Dili ile birlikte Türk Kültür coğrafyası Atatürk’ün tarih bilinci ile daha netleşmiş bir kimlik kazanarak öncelikli alanlara yönelmemizde dikkatimizi yoğunlaştırmamıza yardımcı olacaktır. 



Oyun oynamak, sevgiyi ve insani değerleri beslemek, içimizdeki çocuğu yaşatmak, sosyal enerji alanlarını canlı arı ve diri tutar. Örgütlenme biçimlerimizin bu yeni dinamikleri gözetecek şekilde yeni bir enerji akış ergonomisi temeli üzerinden tasarlanması gerekmektedir. 



Hazırlayıcı farkındalığı geliştirici eğitimler